26 Mayıs 2018 Cumartesi

Son Hava Bükücü: Avatar isimli bu blog Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu TUR 102 Türkçe II dersinin projesi olarak Alparslan Altaytaş tarafından hazırlanmıştır.

Blogumda elimden geldiğince Son Hava Bükücü: Avatar isimli çizgi diziyi tanıtmaya çalışacağım. Bunu yaparken olabildiğince açık ve net olarak görsellerle de anlatımı güçlendirip, Avatar evrenini hiç bilmeseniz bile kafanızda bir şekil oluşmasını sağlamaya çalışacağım. Şahsen Avatar serisi benim en sevdiğim, yıllar önce bitirmiş olmama rağmen halen arada bir açıp bir kaç bölüm -veya bir iki sezon- izlediğim yegane dizidir. Yazılarımda en temel soru olan, Avatar nedir'den başlayıp, ulus ve karakter analizlerine kadar değinmeyi planlıyorum. Ben yazarken keyif alacağıma eminim, sizin de okurken keyif alıp ve içinizdeki bükücüyü uyandırabilmeniz dileğiyle...

*YİP-YİP*

23 Mayıs 2018 Çarşamba

"Su,toprak,ateş,hava. Geçmişte dört ulus barış ve uyum içinde yaşıyordu.Sonra ateş ulusunun saldırısıyla her şey değişti.Yalnızca dört elementin ustası olan Avatar onları durdurabilirdi.Ama dünyanın ona en çok ihtiyaç duyduğu bir anda ortadan kayboldu.Aradan yüzyıl geçti.Erkek kardeşim ve ben yeni Avatarın, Aang adlı bir hava bükücü olduğunu öğrendik.Hava bükmekteki yetenekleri olağanüstü olmasına rağmen birilerini kurtarmadan önce öğrenmesi gereken çok şey var.Yine de ben Aang in dünyayı kurtaracağına inanıyorum."


Aslında yukarıdaki paragraf tüm serinin bir özeti diyebiliriz. İlk bölümü 2005 yılında, finali ise 2008 yılında yayınlanan Avatar'ın 61 bölümünün tamamı bu cümleler ile başlıyor. Sonraki yazılarımın daha açıklayıcı olabilmesi için bu yazıda Son Hava Bükücü: Avatar evreninden ve genel dünya düzeninden bahsedeceğim.





 Dizi şu anki dünyamızdan tamamen bağımsız, Japon kültürü hakim olan alternatif bir evrende geçiyor. Normal insanlara ek olarak, element bükebilme yeteneği olan insanlar da var. Element bükebilme yeteneği doğuştan gelen bir özellik. Elementleri kontrol etmekteki genel mantık, Antik Doğu kültürlerinde olan "çakra" kavramı üzerinden işleniyor. Bükücüler vücutlarında dolaşan aktif çakralarını kullanarak elementleri kontrol edebiliyor, ne kadar iyi bir bükücü olup olmadığınız ise vücudunuzdaki çakrayı ne kadar düzgün ve doğru kontrol ettiğiniz ile ilgili diyebiliriz. Eğer bükücü olarak doğulmadıysa sonradan bükücü olunamıyor. Dünya dört ana ulusa bölünmüş olarak yaşıyor; Kuzey ve Güney Su Kabileleri, Toprak Krallığı, Ateş Ulusu ve Hava Göçebeleri. Her bükücü yalnızca kendi ulusunun elementini bükebiliyor. Yani Toprak Krallığında doğmuş bir toprak bükücünün ateş bükebilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Her bükücü kendi ulusunu temsil eden elementi bükebiliyor. Bu konunun tek bir istisnası var o da, Avatar.



















*Son dört Avatar reenkarnasyonunu temsil eden illüstrasyon. Soldan sırayla; Toprak Krallığından Avatar Kyoshi, Ateş Ulusundan Avatar Roku, Hava Göçebelerinden Avatar Aang ve Güney Su Kabilesinden Avatar Korra.


Avatar olarak adlandırılan kişi, dört elementi de bükebilmeye yatkınlıkla doğar ve dünya üzerinde her zaman sadece bir adet Avatar vardır. Avatar olan kişinin temel görevi dünyada dengeyi, barışı ve huzuru sağlamaktır. İkinci olarak, Avatar, ruhlar dünyası ve insanların dünyası arasındaki bir köprü görevini de üstlenir.Bir Avatar öldüğü zaman reenkarnasyon döngüsünden dolayı, başka bir ulusun topraklarında yeni bir Avatar doğar. Ulusların bilge kişileri yeni doğan Avatarı tespit edip onu çocukluğundan itibaren özel bir eğitime sokarlar. Her yeni doğan Avatar, geçmiş Avatarların tecrübelerinden faydalanabilir. Bütün bu özelliklere ek olarak Avatar formu denilen özel bir hal vardır. Avatarlar bu forma geçtiklerinde vücutlarından iyilik ruhunun temsili olan parlak beyaz ışık çıkar, çakraları güçlenir ve dünya üzerindeki herhangi bir bükücüden daha güçlü bir hale gelirler.

Bu yazıda anlatacaklarımı bir kaç görselle bitirip, diğer blog yazımda görüşmek üzere diyorum...

*YİP-YİP*


*Avatar serisindeki dünya haritası.


*Avatar Aang'in büyümüş hali ve ondan önceki Avatarlar.

*Avatar formuna geçmiş Avatar Aang illüstrasyonu.


19 Mayıs 2018 Cumartesi


Öncelikle merhabalar,
Bir önceki yazımda Avatar evrenindeki genel dünya düzeninden bahsetmiştim. Bir sonraki yazımda karakterleri tanıtmaya geçmeden önce uluslardan biraz daha bahsetmenin daha iyi ve açıklayıcı olacağını düşünüyorum.



Su Kabilesi

Kuzey Su Kabilesi ve Güney Su Kabilesi olmak üzere iki farklı kabile olarak varlıklarını sürdürürler. Her kabilenin ayrı bir şefi, kabile reisi vardır. Ama yine de Kuzey Su Kabilesi'nin şefi iki kabilenin de hükümdarı olarak sayılır. Tarihsel olarak da Kuzey Su Kabilesi, Güney Su Kabilesine göre daha baskın olan taraftır.

Su bükücüler güçlerini Ay'dan alırlar. Antik hikayelere göre ilk su bükücü Ay'dır ve insanlar su bükmeyi Ay'ın oluşturduğu gel-git dalgalarını gözlemleyerek öğrenmişlerdir. Su elementi değişimin elementidir. Dövüş tarzı genel olarak zarif ve değişken olarak tabir edilebilir. İyi bir su bükücü sabırlı, sakin ve çevreyle uyum içerisinde olmalıdır. Su bükücüler akışkan enerji mantığıyla hareket ederler. Dövüş esnasında asla ofansif bir tutum sergilemezler. Dövüşlerde savunmaları aynı zamanda onların saldırılarıdır da. Ancak kendi gücünü tam anlamıyla kontrol edebilen bir su bükücü, rakibinin gücünü de kontrol ederek onu alt edebilir.

Bütün bunların haricinde su bükücüler iyileştirme yeteneğine de sahip olabilirler. Ve hatta dünya üzerindeki en nadir yeteneklerden birisi olan kan bükme yeteneğine sahip su bükücüler de vardır.
















Toprak Krallığı

Toprak Krallığı dört ulus arasında en geniş sınırlara sahip olanıdır. Çok çeşitli bir ülkedir. Sınırları içerisinde dağlar, ormanlar, çayırlar, çöller gibi her çeşit doğal unsurlara ek olarak dünyadaki en büyük şehir olan başkentleri Ba Sing Se bulunur. Bükme güçleri güçlü ve onurlu Toprak Krallığı insanlarına devasa yapılar yapabilme şansını da getirmiştir.

Toprak elementi cismin ve varlığın elementidir. İnsanlar toprak bükmeyi büyük dağ köstebeklerinden öğrenmiştir. İyi bir toprak bükücü rakibinin hareketlerini gözlemleyip, dinleyerek karşı saldırı için doğru anı kollamalıdır ve o an geldiği zaman kararlı bir şekilde hareket etmelidir. Çok farklı teknikler kullanan toprak bükücüler vardır. Bana göre bunların içerisinde en iyi ve en güçlü olanları yerde oluşan sismik dalgaları kullanarak rakiplerinin hareketlerini izleyebilen toprak bükücülerdir. Toprak elementine ek olarak nadiren lav ve metal de bükebilirler.














*YİP-YİP*

12 Mayıs 2018 Cumartesi

Ateş Ulusu

Ateş ulusu ikinci en büyük ulustur. Takımadalardan oluşan bir coğrafya üzerine kurulmuşlardır. Ateş elementi bükebilmeleri dolayısıyla buhar gücünden faydalanmaktadırlar ve bu yüzden diğer uluslardan daha ileri seviyededirler. Gelişmişliklerini savaş sektörüne de yansıtarak buhar gücü ile çalışan savaş gemileri ve zeplinler icat etmişlerdir. Ateş ulusu mutlak monarşi ile yönetilmektedir. Hava Göçebeleri'ne saldırarak Son Hava Bükücü: Avatar serisinin temelini oluşturan 100 Yıl Savaşlarını başlatan ulustur.

Ateş bükücüler güçlerini Güneş'ten alırlar. Havanın sıcaklığı ve soğukluğuna göre güçleri değişkenlik gösterebilir. Efsanelere göre insanlar ateş bükmeyi ejderhalardan öğrenmişlerdir. Ateş elementi gücü temsil eden elementtir. İyi bir ateş bükücü, iradesine sahip çıkıp onu kontrol etmeli ve ateşin gücüne karşı yenik düşmemelidir. Ateş bükücülük yoğun ve sert bir agresif tutum içerir. Defansif açıdan eksiklikleri fazladır. Diğer üç elementin bükücüleri zaten var olan elementlere şekil verip, hareket ettirirken, ateş bükücüler vücutlarındaki chi enerjisini kullanarak ateş oluşturup ona şekil ve yön verirler. İyi bir ateş bükücü nefesini en iyi şekilde kontrol edebilmeyi öğrenmelidir. Dövüş esnasında saldırgan bir tutum içerisindeki ateş bükücüler, rakiplerine durmaksızın saldırarak onlara karşı bir üstünlük kurar ve en sonunda güçlü ve bitirici saldırılarını yaparlar.

Sadece çok yetenekli ateş bükücüler yıldırım bükebilirler. Buna ek olarak seride yalnızda Ateş Lordu Ozai'nin kızı ve Zuko'nun kız kardeşi olan Prenses Azula "mavi ateş" bükebilmektedir.












Hava Göçebeleri

Hava göçebeleri dağınık şekilde yaşayan hava bükücülere verilen isimdir. Her ne kadar göçebe bir yaşam tarzları olsa da dünyanın etrafına dağılmış dört ana hava tapınağı bulunmaktadır. Tam anlamıyla bir yönetim şekilleri olmamakla birlikte, dört hava tapınağında da yaşlılardan oluşan yönetim kurulları vardır. Hava tapınakları el değmemiş doğanın içinde dağların tepesine konumlandırılmıştır.

Hava özgürlüğün temsili olan elementtir. Hava göçebeleri ruhani yönü son derece gelişmiş insanlardır. Dünyevi işlerindeki zorlukları aşmanın yolunu ruhani serbestliklerinde ve özgürlüklerinde bulabileceklerini düşünürler. Yaşayan her canlıya saygı duyarlar. Bükücülük güçlerini asla bir canlının hayatını sonlandırmak için kullanmazlar. Vejetaryendirler. İlk göçebeler hava bükmeyi uçan bizonlardan öğrenmişlerdir. Hava bükücülüğün anahtar konsepti esneklik ve dinginliktir. Yaşam felsefeleri gereğince savaşmaktan her daim kaçınmışlardır. Dövüş teknikleri tamamen defansiftir. Dövüşmek zorunda kaldıklarında rakiplerinin üzerine çok büyük ve güçlü bir saldırı ile giderek onu saf dışı bırakırlar ve bunu sadece en son çare olarak yaparlar.

Ateş ulusu Avatar Roku'dan sonraki Avatarın Hava Göçebelerinden geleceğini bildikleri için Hava göçebelerine saldırarak 100 Yıl Savaşlarını başlatmışlardır. Ateş ulusu saldırısı sonucunda dünya üzerindeki bütün Hava Göçebeleri öldürülmüş, yani bir soykırım yapılmıştır. Bu soykırımdan kurtulan tek hava bükücü, o zamanlar 12 yaşında olan ve Avatar olduğunu yeni öğrenen Avatar Aang'dir.






















*YİP-YİP*

5 Mayıs 2018 Cumartesi

Yeniden merhabalar!
Avatar evrenindeki uluslar hakkında da bilgi sahibi olduktan sonra artık serinin biraz daha içine girip ana karakterleri tanımaya başlayabiliriz.

Aang

Hava Göçebeleri'nden olan Avatar Aang serimizin ana karakteridir. Diğer usta hava bükücüler gibi saçlarını düzenli olarak tıraşlamaktadır ve hava bükücülükteki ustalığının temsili olan mavi renkli ok dövmeleri vardır. Normal şartlar altında Avatar olarak doğan kişiye Avatar olduğu 16. yaş gününde söylenir, ama Aang 12 yaşındayken dünyadaki kötü gidişatı sezen hava bükücü keşişler Aang'e bu haberi erken vermek zorunda kalmışlardır (nitekim keşişlerin düşünceleri doğru çıkmış ve kısa bir süre sonra Ateş Ulusu, Hava Göçebelerinin tapınaklarına saldırarak bir soykırım gerçekleştirmiştir). Aang 12 yaşındayken Avatar olduğunu öğrendiğinde henüz bu sorumluluğa hazır olmadığını düşünüp durumu kabullenmek istememişti ve bu yüzden uçan bizonu Appa'yı da alıp tapınaktan kaçtı. Tapınaktan kaçtığı gece Appa ile birlikte Güney Su Kabilesi'nin yakınlarında fırtına yüzünden okyanusun soğuk sularına düştü. Bu sırada hayatta kalma içgüdülerinden dolayı ilk defa istemsizce Avatar formuna geçip Appa'yı ve kendisini çevreleyen bir buz kütlesi yarattı. Bu buz kütlesinin içinde 100 yıl boyunca kaldı ve en sonunda şans eseri, Katara ve Sokka'nın onu fark edip oradan çıkartmasıyla 100 yıl geçtikten sonra Avatar tekrardan Dünya'da görülmüş oldu. (Yani teknik olarak 112 yaşındadır.)

Aang serideki en neşeli karakterlerden birisidir. Çocuksu mizacına rağmen Avatar olmasının vermiş olduğu sorumlulukların bilincindedir.

* Aang'in seride ilk görüldüğü sahne. (Kendisini koruma altına aldığı buz kütlesinin içerisinde Avatar formunda.)

 * Aang planör asasını kullanarak uçarken

*Aang'e(önde arkası dönük olan) keşişler tarafından Avatar olduğu açıklanırken.












*Yanardağdan çıkan lavlara karşı hava bükerek                                                               *Ateş bükmede ustalaşan Aang.
  karşı koymaya çalışırken.                                                      





Katara

Güney Su Kabilesi Ateş Ulusu tarafından istilaya uğradıktan sonra kabiledeki bütün su bükücüler öldürülmüş veya esir alınmıştı. O zamanlar henüz çocuk olan Katara annesinin çabaları sayesinde tutsak olarak alınmaktan kurtulmuş ve Güney Su Kabilesinde geriye kalan tek su bükücü olmuştur. Kabilenin ileri gelenlerinden olan babası kalan erkekleri toplayarak Toprak Krallığına Ateş Ulusu ile olan savaşta yardım etmek için gittiğinde köyü katara ve abisi Sokka'ya emanet etmişti. Seri boyunca çevresindekilere daima şefkatle yaklaşmış ve gruptaki anne rolünü üstlenmiştir. Aynı zamanda Aang'in su bükme hocası olmuştur. Son derece yetenekli bir su bükücüdür. Son Hava Bükücü: Avatar serisi bittikten sonraki çizgi romanlarda ve The Legend of Korra serisinde dünya üzerindeki en iyi su bükücü ve iyileştirici olarak bilinmektedir. Çevresel faktörleri kendi lehine çevirmek konusunda çok iyidir. Yağmur damlalarını durdurabilir, bitkilerin içerisindeki suyu ve hatta kendi terini bile zor zamanlarda bir silah olarak kullanabilmektedir. Bunu öğrenmeyi hiç istemese de, 3. sezon 8. bölümde eski bir Güney Su Kabilesi üyesi olan Hama'dan kan bükmeyi öğrenmiştir ama bu yeteneğini hiç bir zaman kullanmamıştır.

*Aang ile birlikte Ateş Ulusunda kimliklerini gizlemiş biçimde bir partide dans ederlerken.

*Suyu kendisine dokunaçlar oluşturmak için kullandığı bir teknik.

*Annesini öldüren eski Ateş Ulusu generalinin karşısında yağmur damlalarını durdurduğu sahneden bir görüntü.














*YİP-YİP*

30 Nisan 2018 Pazartesi


Sokka

Sokka serideki en eğlenceli karakterdir desek yanlış bir şey söylemiş olmayız. Grubu her daim güldürmeyi başaran, komik ve her türlü zorluktan kurtulabilecek bir plan yapabilen, zeki bir karakterdir. Su bükme gücüne sahip değildir bu yüzden zaman zaman dalga konusu olsa da bunu asla sorun haline getirmez. Savaşmak için bumerang ve kılıç kullanır. Cesur, enerjik, eğlenceli ve zeki olan Sokka, Avatar Takımı üyelerinin saygısını ve güvenini kazanmıştır. Hırslı ve özgün bir karakterdir. Bükme gücü olmamasının vermiş olduğu dezavantajı avantaja çevirmesini iyi bilir. Kardeşi Katara ile birlikte Aang'i buz dağının içerisinden çıkartmıştır. Her ne kadar ona başlarda Aang'e karşı ön yargılı olduysa da çok geçmeden aralarında ebedi bir dostluk oluşmuştur diyebiliriz. Son Hava Bükücü serisini izleyen herkes için Sokka'nın ayrı bir yeri vardır. Tavırları, hareketleri, konuşmaları ve ani çıkışlarıyla serideki en orijinal karakterlerden birisidir. En büyük zaafları alışveriş ve yemektir.



Toph

Toprak Krallığı'ndan zengin bir ailenin küçük kızı olan Toph ailesi tarafından doğuşta kör olan, yardıma muhtaç, zavallı ve narin bir kız olarak görülmekteydi. Bu nedenle ailesinden gizli gizli toprak bükmeyi öğrenmiş ve daha önce hiç bir bükücünün kullanmadığı teknikler geliştirmiştir. Çevresinde olan biten her şeyi yerde oluşan titreşimler sayesinde hisseder ve bu teknik kusursuzdur. Aksi ve sinirli bir kişiliğe sahip olan Toph zaman zaman grup üyeleriyle sıkıntılar yaşamıştır. Katara'nın tam zıttı bir karaktere sahiptir. Ama zamanla bu sorunları aşıp çok iyi arkadaşlar haline gelmişlerdir. Hava elementinin tersi olan toprak elementi Avatar Aang için öğrenmesi en zor elementti ama Toph yine kendi tarzıyla bunu Aang'e öğretmeyi başarmıştır.
Toph küçük yapılı görünümüne rağmen tarihteki en güçlü toprak bükücüdür. Kendi kendine metal bükmeyi öğrenmiş ve bu tekniği geliştirmiştir.




*YİP-YİP*